Eğitim

Yusuf Tekin: Hepimiz çocukların eğitiminden mesulüz

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Sakarya'ya düzenlediği ziyaret sonrasında açıklamalarda bulundu.

Abone Ol

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Çocuğumuzu Eylül ayında okula yazdırıyoruz ve sonrasında eti senin kemiği benim. Her şeyinden öğretmenini sorumlu tutuyoruz. Aklınıza gelebilecek toplumsal rolleri öğretmene yüklüyoruz. Ondan sonra da öğretmene diyoruz ki sen yapamadın bu işi. Öğretmenimiz öğretmenliğini yapsın, bizde ebeveynliğimizi yapalım ve çocuklarımızla nitelikli vakit geçirelim. Çocuklarımızın eğitim öğretim süreçlerine, yapıcı desteklerimizle, öğretmenimizin işini kolaylaştıralım ki eğitim öğretim sürecimiz, sistemimiz başarılı olsun” dedi.

Bir dizi program için Sakarya’ya gelen ve Ahilik Haftası çerçevesinde Adapazarı Uzunçarşı’da esnaf ziyareti gerçekleştiren Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin daha sonrasında Adapazarı Anadolu İmam Hatip Lisesi açılış törenine katıldı. Burada konuşma yapan Bakan Tekin, “Biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak istatistiklerimizi çıkartırken belli periyotlar halinde istatistikler çıkartıyoruz. Son dönem istatistiklerimizde de özellikle kendi karnemizi ortaya çıkarmak için 2002 öncesi ve 2002 sonrası Türkiye’deki eğitim istatistiklerini ortaya koymaya çaba sarf ediyoruz. Özellikle son 20 yılda Cumhurbaşkanımızın hem ekonomik anlamda bütçe payı anlamında hem de zaman ve enerji anlamında en büyük payı ayırdığı sektörün eğitim olduğunu tereddütsüz bir şekilde söylüyorum. Önemli miktarda kaynak aktarıldı. Yatırım bütçemiz genel bütçeden Milli Eğitim Bakanlığına ayrılan pay her geçen gün arttı. Ve şu anda Sakarya dahil birçok ilimizde eğitim öğretimin fiziki altyapısı itibariyle 20 yıl öncesiyle kıyas kabul edilemeyecek bir noktaya kadar geldi” dedi.

EN BÜYÜK DEVRİMLERDEN BİRİ

Bakan Yusuf Tekin, “Okul binalarımızla ilgili dün bir yerde bir şey söylemiştim, bir siyasi partinin genel başkanı hemen takip ediyor herhalde bizim konuştuklarımızı cevap vermiş. Şimdi bugün de müfredatla ilgili bir şey söyleyeceğim. Hemen yarın muhtemelen bir cevap verecek. Ben diyorum ki şu anda müfredatımızda Cumhuriyet döneminin en büyük devrimlerinden bir tanesini yaptık. Cumhuriyet sonrasındaki bu anlamda eğitim-öğretim süreçlerimizle ilgili iki şey yaptık tekrar söylüyorum; müfredatımızı uluslararası arenada çocuklarımızın yarışabileceği yöntem ve içeriğe sahip bir hale getirdik. Bizim müfredatımızın artık bir amacı var. Amacı da iyi insan yetiştirmek, iyi insan yetiştirmeye odaklı bir Türkiye için varlık modelini bu yıl eğitim öğretim süreci ile başlattık” diye konuştu.

HEPİMİZ MESULÜZ

Bakan Tekin, “Genel anlamda eğitim öğretim süreçlerinin içerisinde toplumsal olarak öğretmenlerimizi yalnız bırakıyoruz. Biraz fazla yükleniyoruz öğretmenlerimize. Söylemek istediğim şey şu; Dünyada birçok uluslararası araştırma yapılmış. Mesela bir raporda, çocuklarıyla nitelikli zaman geçiren öğrencilerin matematik skorları 29 puan yüksek çıkmış. Ailenin katkısı olmadan eğitim öğretim sürecinde öğretmenin tek başına etkisi, en iyimser çalışmalarında yüzde 50 civarında çıkmış. Peki biz ne yapıyoruz? Biz şunu yapıyoruz; çocuğumuzu Eylül ayında okula yazdırıyoruz ve sonrasında eti senin kemiği benim. Her şeyinden öğretmeni sorumlu tutuyoruz. Öğretmene diyorsunuz ki siz bu çocuğun öğretmeni olun. Ben annesiyim ama mesaim çok yoğun. Annelik de yapamıyorum doğru dürüst. Öğretmenim sen buna birde annelik yap, aynı şeyi birde babası söylüyor. Aklınıza gelebilecek toplumsal rolleri öğretmene yüklüyoruz. Ondan sonra da öğretmene diyoruz ki sen yapamadın bu işi. Bu yıl şunu yapmak istiyoruz; öğretmenimiz öğretmenliğini yapsın, bizde ebeveynliğimizi yapalım ve çocuklarımızla nitelikli vakit geçirelim. Çocuklarımızın eğitim öğretim süreçlerine, yapıcı desteklerimizle, öğretmenimizin işini kolaylaştıralım ki eğitim öğretim sürecimiz, sistemimiz başarılı olsun. Çocuklar hepimizin çocukları. Sadece öğretmenler değil, hepimiz bu çocukların eğitiminden mesulüz. Sadece öğretmenden beklersek maksimum yüzde 50 başarılı oluruz. Yüzde 50’nin üstünde başarılı olmak istiyorsak, o zaman gelin bu işi hep beraber sahiplenelim, hep beraber sorumluluklarımıza sahip çıkalım” şeklinde konuştu.

AÇMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Tekin, “İmam Hatip Okulları özellikle 28 Şubat ile beraber neredeyse kapanma noktasına gelen bir pozisyondaydı. Hepimizin bildiği kat sayısı uygulaması maalesef imam hatip okulları ile meslek liselerinin toplumsal itibarını ciddi şekilde sarstı. Bu anlamda hükümetlerimiz döneminde çok ciddi adımlar atıldı. Şu anda imam hatip okullarımız Türkiye’nin her tarafında bunun altını çizerek söylüyorum, toplumsal talebe istinaden kurulmuş, açılmış durumda. Ve şu rakamın altını özellikle çiziyorum; burada 28 Şubat zulmü, engelleri gündeme geldiğinde oran olarak ne kadardıysa şu anda da aynı orandadır. Öyle sunuyorlar ki Türkiye’nin her tarafında imam hatip okulları var. Hayır toplumsal talep neyse onu karşılayacak şekilde, imam hatip okulları açtık. Ve talep olduğu sürece de açmaya da devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Bakan Tekin’in konuşmasının ardından dua eşliğinde kesilen kurdele ile birlikte okulun açılışı gerçekleştirildi. Bakan Tekin bu programının ardından Şehit Jandarma Astsubay Çavuş Mehmet Fatih Çangır ile Şehit Astsubay Kıdemli Çavuş Bahadır Rıdvan Talay’ın ailesini ziyaret etti.