Gündem

Tunç: Hem üzüntüyü, hem de gururu yaşıyoruz

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, SETA'nın düzenlediği 15 Temmuz Sempozyumunda önemli açıklamalarda bulundu.

Abone Ol

SETA tarafından düzenlenen 15 Temmuz Sempozyumunda konuşan Adalet Bakanı Tunç, “15 Temmuz’un üzerinden sekiz yıl geçti. Yeni bir yıldönümünü daha idrak ediyoruz. Hem üzüntüyü yaşıyoruz, hem de gururu yaşıyoruz” dedi.

Adalet Bakanı Tunç, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen 15 Temmuz Sempozyumuna katıldı. Konferans salonunda düzenlenen programa SETA Genel Koordinatör Nebi Miş’le çok sayıda personel yer aldı.

“Hem üzüntüyü, hem de gurur yaşıyoruz”

Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ”15 Temmuz’un üzerinden sekiz yıl geçti. Yeni bir yıldönümünü daha idrak ediyoruz hem üzüntüyü yaşıyoruz, hem de gururu yaşıyoruz. Şehitlerimiz için üzülüyoruz onlar ölümsüzleşti bu vatan için şehit oldular, milletimiz için bayrağımız için bağımsızlığımız için şehit oldular. Diğer yandan da milletimizin şanlı direnişiyle gurur duyuyoruz, onur duyuyoruz. Her iki duyguyu birlikte yaşıyoruz. SETA özellikle ülkemiz düşünce kuruluşları arasında çok önemli bir yer tutuyor. Çok kıymetli akademisyenleriyle, hocalarıyla, gazeteci yazarlarıyla ve düşünce adamlarıyla sürekli ülkemiz gündeminde gerek siyasete ilişkin gerek ekonomiye ilişkin gerek toplumsal olayların sorunlara ilişkin fikir üretilen bir ocak burası” dedi.

SETA’nın değerli düşünce insanlarının açıklamalarıyla topluma ışık tutan bir merkez olduğunu dile getiren Bakan Tunç, SETA’yı kutladı.

“Filistin’de uluslararası hukukun nasıl ayaklar altına aldığını hep beraber üzülerek görüyoruz”

Eski Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Aliya İzzetbegoviç’in sözünü hatırlatan Tunç, “Darbeler için unutmayın diyor unutulan soykırım bir daha tekrarlanır işte tekrarlanıyor Filistin’de Gazze de maalesef dünyanın gözü önünde tüm uluslararası sistemin nasıl etkisiz kaldığını uluslararası hukukun nasıl ayaklar altına aldığını hep beraber üzülerek görüyoruz. İşte o nedenle darbeleri de unutmayacağız darbe kalkışmalarını da unutmayacağız. Çünkü unutulan darbeler maalesef siyasi tarihimize baktığımız zaman hep tekrarlandı. O nedenle tekrarlanmaması için unutmamak gerekiyor, unutmamak için de bu tür toplantılar bu tür sempozyumların düzenlenmesi ve gençlerimize gelecek kuşaklarımıza darbenin ne kadar kötü bir şey olduğunu bir insanlık suçu olduğunu milli iradeye kast ettiğini çocuklarımıza ve gençlerimize aktarmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Darbeleri unutmayacağız”

15 Temmuz 2016 hain darbe girişimini unutmamak gerektiğini vurgulayan Tunç, “251 şehit verdik, 2 bin 190 gazimiz var. Ben buradan bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun. 50’den fazla ameliyat geçiren gazilerimizi tanıyoruz, zaman zaman onlarla beraber oluyoruz ve o gazilerimize de şükranlarımızı buradan ifade etmek istiyorum. Darbeleri unutmayacağız, unutturmayacağız ve bundan sonra o tür karanlık gecelerin bu ülkede yaşanmaması için milletçe birlik ve beraberliğimizden hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz. Ülkemizin geçmişi darbeler tarihi 1960 darbesiyle rahmetli Menderes iktidarı on yıl başarıyla süren bir iktidar maalesef kanlı bir şekilde sonlandırıldı. Bu ülkenin Başbakanı, Bakan’ları idama mahkum edildi” diye konuştu.

AK Parti’nin, kuruluşunda başörtülü kurucu olduğundan ötürü kapatma davasına maruz kaldığını söyleyen Tunç şunları dile getirdi:

“Meclis Cumhurbaşkanı seçtirmez dediler, anayasayı göz göre göre ihlal ettiler. Anayasa’da olmayan bir kuralı icat ettiler. Cumhuriyet mitingleri dediler, Danıştay saldırısı gerçekleşti ve muhtırayla hükumete bir bildiri yayınladılar. Ama hükümetimiz sert bir cevap verdi, sizin göreviniz bu değil dedi ve muhtırayı yırtıp çöpe attı ve şikayetçi anlayışa karşı çok anlamlı bir direniş sergiledi. Sonrasında yapılan seçimlerde bu milletimiz tarafından takdir topladı ve daha güçlü bir şekilde tekrar AK Parti iktidara geldi.”

Adalet Bakanı Tunç’un ardından konuşan Miş şunları dile getirdi:

“15 Temmuz örtülü bir iş değişimi olarak nitelendirmenin en önemli dayanaklarından birisi yabancı devletler tarafından açıkça desteklenmesi ve söz konusu ülkelerin darbenin yöneticilerine ev sahipliği yaparak onların korumasıdır. 15 Temmuz darbe girişiminin öncekilerden farkı milletimizin destansı bir direnişiyle bu darbe girişimini engellemesidir. Bu aynı zamanda Türk siyasi hayatında demokrasi tarihimizde bir dönüm noktasıdır. Darbenin önlenmesinde en önemli unsurlardan birisi siyasi liderliğin yanı sıra Cumhurbaşkanımız Erdoğan liderliğidir. Cumhurbaşkanımız döneminde darbelerin toplum, devlet ve demokrasi için ne kadar zararlı olduğu toplumsal bellekte yer edilmiştir.”

Miş, darbe girişiminde hayatını kaybedenlere rahmet diledi.

Program, fotoğraf çekiminin ardından noktalandı.