Rusya, Suriye’deki yeni yönetimle hızlı bir şekilde iletişim kurarak pragmatik bir yaklaşım sergilerken, İran daha temkinli ve kapalı bir tutum izledi. İranlı yetkililerin zaman zaman yeni yönetime yönelik tehdit içeren açıklamaları, Tahran’ın bu sürece mesafeli yaklaştığını gösterdi.

Yeni Suriye yönetimi ise Moskova ve Tahran’a olumlu mesajlar göndererek ilişkilerin egemenlik ve iç işlerine müdahale etmeme esasına dayanması gerektiğini vurguladı. Bu yaklaşım, yeni yönetimin önceki rejimden farklı olarak daha açık ve çok yönlü bir dış politika izlediğini ortaya koydu.

RUSYA'NIN AÇILIMI

Hamas: İsrail, ateşkesin ikinci aşamasına zorlanmalı Hamas: İsrail, ateşkesin ikinci aşamasına zorlanmalı

Beşar Esad rejiminin çöküşünden sonra Moskova, Suriye’deki yeni gerçekliği kabul ederek yeni yönetimle ilişkilerini geliştirme yoluna gitti. Ocak 2025’te Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, üst düzey bir heyetle Suriye’yi ziyaret ederek yeni Cumhurbaşkanı Ahmed Şera ile bir araya geldi.

Bogdanov, Rusya’nın Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu vurgularken, Kremlin’den yapılan açıklamalarda da Rusya’nın Suriye ile ilişkilerini güçlendirmek istediği belirtildi.

Araştırmacı Mahmoud Aluş’a göre, Moskova’nın bu adımları, Suriye’nin Rusya için stratejik önemini koruduğunu ve yeni yönetimle ilişkileri yeniden inşa etme isteğini yansıtıyor. Ancak Rusya’nın askeri üslerinin geleceği konusunda belirsizlik devam ediyor.

İRAN'IN TUTUMU

İran, yeni Suriye yönetimine karşı daha temkinli bir politika izledi. Resmi olarak yeni yönetimi tanımayan Tahran, bu süreçte hem tehditkar açıklamalar yaptı hem de diplomatik bir dil kullanarak ilişkileri sürdürmeye çalıştı.

İran lideri Ali Hamaney, Esad rejiminin çöküşünün ABD ve İsrail’in bir planı olduğunu iddia ederken, İran’ın Suriye’deki stratejik çıkarlarının tehlikede olduğunu vurguladı. Bazı İranlı yetkililer ise yeni yönetimle ilişkileri geliştirmek için diplomatik yollar aradı.

Araştırmacı Mustafa Neimi’ye göre, İran’daki siyasi kanatlar arasında Suriye konusunda bir ayrışma bulunuyor. Hamaney ve Devrim Muhafızları, yeni yönetime karşı daha sert bir tutum benimserken, İran Cumhurbaşkanı Mesud Bezeşkiyan liderliğindeki diplomatik kanat, ilişkileri yeniden inşa etmeye çalışıyor.

ÇIKARLAR ÇATIŞIYOR

Moskova ve Tahran’ın Suriye’ye yönelik çıkarları, Esad rejiminin çöküşü sonrasında daha belirgin bir şekilde ayrıştı. Rusya, Suriye’yi Orta Doğu’daki jeopolitik etkisini artırmak ve Akdeniz’deki askeri varlığını korumak için stratejik bir bölge olarak görürken, İran Suriye’yi Lübnan’daki Hizbullah’a uzanan bir “direniş ekseni”nin parçası olarak değerlendiriyor.

Bu farklılıklar, her iki ülkenin Suriye’nin geleceğine yönelik politikalarını etkiliyor. Araştırmacılara göre, İran’ın ideolojik ve mezhepsel hedefleri, Suriye’deki yeni yönetimle ilişkilerini zorlaştırırken, Rusya’nın daha pragmatik yaklaşımı, Moskova’nın Suriye’deki varlığını koruma şansını artırabilir.

İLİŞKİLERİN GELECEĞİ

Yeni Suriye yönetiminin, İran’a yönelik daha mesafeli bir tutum sergilemesi bekleniyor. İran’ın Suriye’deki geçmişteki rolü ve halkın bu rolü olumsuz bir şekilde hatırlaması, ilişkilerin yeniden inşasını zorlaştırıyor.

Rusya ile ilişkilerde ise daha esnek bir yaklaşım öne çıkabilir. Ancak bu ilişkilerin sürdürülmesi, Moskova’nın Suriye’deki askeri varlığını nasıl yeniden şekillendireceğine bağlı olacak.

Sonuç olarak, Moskova ve Tahran’ın yeni Suriye ile ilişkilerindeki bu farklılıklar, her iki ülkenin bölgedeki stratejik çıkarlarının ve önceliklerinin ne kadar farklı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

daily ummah