Gündem

Ömer Çelik'ten 'ansızın gelebiliriz' açıklaması

Abone Ol

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Terörle mücadelemiz kesin ilkelere sahiptir. Sayın Cumhurbaşkanımızın meclis açılış konuşmasında dediği gibi ‘Hiçbir şekilde geri çekilme yok.’ Ansızın gelebiliriz ilkemiz, devletimizin terörle mücadelesinin iliklerine işlemiştir" dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, basın toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin ‘İçişleri Bakanlığı yerleşkesini hedef alan bir terör saldırısı oldu ve terör örgütü PKK bu saldırıyı üstlendi. Bir süredir de İçişleri Bakanlığı’nın terörle örgütlerini, uyuşturucu ve organize suç örgütleri hedef alan operasyonları sürüyor. Yaşanan süreç ve yürümekte olan operasyonlarla ilgili değerlendirmeniz nedir?’ sorusu üzerine Çelik, “Ankaralılara ve güvenlik güçlerimize geçmiş olsun diliyoruz. Saldırıyı engelleyen kahraman polislerimizin yaptığı gerçekten çok büyük vatanseverliktir ve büyük bir fedakarlıktır. Onları özellikle tebrik ediyoruz. Türkiye güvenli bir ülkedir. Dünyanın her yerinden terör örgütlerinde bu tip eylemler olabiliyor. Ama netice itibariyle Kahramanlar Operasyonu’nda da gördüğünüz gibi kararlılığımız sürmektedir. Bizim terörle mücadelemiz kesin ilkelere sahiptir. Sayın Cumhurbaşkanımızın meclis açılış konuşmasında dediği gibi ‘Hiçbir şekilde geri çekilme yok.’ Ansızın gelebiliriz ilkemiz devletimizin terörle mücadelesinin iliklerine işlemiştir. İlk iktidara geldiğimiz günden beri bunu sürdürüyoruz. Her gelen bakanımız politikayı sürdürdü ve her gelenle birlikte katlanarak devam etti. Anayasanın hukukun verdiği yetkiler içerisinde aynı zamanda da hükümetlerimizin ortaya koyduğu tavizsizlik prensibi çerçevesinde cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda bunu kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu güçlü bir şekilde bu terörle mücadele tavizsiz bir şekilde sürecektir. Bundan sonra da daha katlamalar daha da pekişerek sürecektir. Hiçbir şekilde demokrasimizin hukuk devletimizi teröre yönlendirmelerine müsaade etmeden ilerleteceğiz. Tabii bu terör örgütü olduktan sonra ‘Türkiye işte bu terörle mücadeleyi yaparak büyük zararlara uğruyor.’ Diyenlerin aslında terör örgütüne destek veren aşağılık açıklamalar yaptığını da takip ediyor bunları kendi aşağılık açıklamalarıyla baş başa bırakıyoruz. Biz bu mücadeleyi milletimizin desteğiyle en güçlü bir şekilde sürdüreceğiz. Devlet hayatı içerisinde bunu en güçlü şekilde iktidarlarımız döneminde sürdürdük. AK Parti’de terörle mücadele konusunda, terörle mücadelenin yöntemi, dozu, hedefleri konusunda herhangi bir fikir ayrılığı yoktur. Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda herkesin üzerine düşen görevi hakkıyla yapmaktadır” ifadelerini kullandı.

FRANSA KARANLIK GÜNLERE DÖNMEYE ÇALIŞIYOR

Fransa Spor Bakanı Amelie Oudea-Castera’nın Paris’te 26 Temmuz-11 Ağustos 2024’te düzenlenecek Olimpiyat Oyunları’na katılan sporcuların başörtüsü takamayacağı duyurusunun hatırlatılması üzerine Çelik şu ifadeleri kullandı:

“Fransa bir şekilde bizim 28 Şubat’ta yaşadığımız o karanlık günlere dönmeye çalışıyor. Öyle anlıyoruz. 2016 yılında da futbol karşılaşmalarından baş örtülü insanları men edilmişti. Şimdi olimpiyatlara katılmayacağını söylüyor. Bu mesele Müslüman kadınlara hakarettir ama sadece Müslüman kadınlara hakaret değildir, bütün Fransız kadınlara hakarettir. Çünkü kadınların kılık kıyafetinin bu derece karışılmasının aslında son derece faşizan bir uygulama olduğu dünyanın çeşitli yerlerde görüldü. Bu konuda da biz çok güçlü bir tecrübeye sahibiz. Bu Fransız demokrasisinden, Fransız kamu düzeninden ve Fransız toplumsal barışından verilmiş bir tavizdir. Bu kararı alanlar çok büyük bir yanlış yapmaktadır. Aslında Fransa’daki toplumsal barışa da zarar verecek bir adım almaktadırlar.”

SİYASİ TARTIŞMALARA AİLE SOKULMAZ

Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında Emine Erdoğan ve Bilal Erdoğan’a yönelik ifadeleriyle ilgili soru üzerine Çelik, "Şimdi dün Kılıçdaroğlu açısından bu yeni dönemi siyaset yapma yönünde bir açılış olmadı. Bir hakaret ve yalan kampanyası başlatma yönünden anlaşma oldu. Biliyorsunuz seçimlere giderken büyük bir şekilde ne kadar siyasi eleştiriye açık olduğunu kendisini herkesin eleştirebileceğini bu konuda son derece işte herkesin demokratik gençlerin demokrat amcası olacağını ifade eden bizimde o zamandan beri bildiğimiz yalan siyaseti açıklamalar yapıyor. Daha sonra helalleşme dedi. Biz aslında bu helalleşmenin bir hesaplaşma olduğunu biliyorduk. Ama işte biraz ortaya çıkması zaman aldı. Şimdi kent hakkı diye bir kavram var. İstanbul’da yaşayan, hatta İstanbul’da yaşamasa, Türkiye’nin her yerindeki vatandaşımız belediyelerin faaliyetlerini eleştirebilir. Bilal bey de bir vatandaş olarak, aynı zamanda da birçok sivil toplum lideri ve yöneticisi olarak görüşlerini söylemiş. Görüşlerinde bir hakaret yok, bir siyasi eleştiri var. Fakat İstanbul’daki belediye başkanından başlayarak Kılıçdaroğlu, bütün bu sözlere bir hakaret kampanyası eşliğinde bir panik içerisinde cevap vermeye güya kalktılar. Bunların herhangi bir siyasi eleştiriye tahammülü olmadığını herhangi bir şekilde bir siyasi cevaplarının olmadığı bir kere bana görüldü. Şimdi bir İstanbullu olarak Bilal bey görüşünü ifade etmişse siz de bu görüş doğru mudur? Değil midir? Söylersiniz. Kendi siyasetinizi getirirsiniz. Kendinize göre bir değerlendirme yaparsınız. Ayrıca pek çok sivil toplum kuruluşunda liderlik yapıyor Bilal bey ve bunlarında yöneticisi. Bu çerçevede de fikirlerini beyan etmiştir. Seçim öncesinde bir sivil toplum örgütlerine çok saygılı olacağız, sivil toplum örgütlerinin önünü açacağız diyordunuz. Ne oldu şimdi bir sürü toplum örgütü lideri, bu konularda bir eleştiri getirdiği zaman niçin hakaret kampanyasıyla karşılıyorsunuz. Kendisi birey ve sivil toplumcu olarak görüşlerini açıklamış. Hemen bunu Kılıçdaroğlu daha önce de uyardığımız gibi aileyi hedef alma siyasette aile üzerinden bir hakaret kampanyası yürütme gibisinden son derece yanlış bir şey yapıyor. En temel ahlaki ilke şudur. Siyasi tartışmalara aile sokulmaz. Karşınızdaki kişi aile ilişkileri üzerinden bir eleştiri getirmemiş bir birey olarak, bir İstanbullu olarak İstanbul’da yaşayan biri olarak, belediye hizmetlerine, belediyenin oradaki faaliyetleriyle her gün muhatap olan birisi olarak bir sivil toplum örgütünün lideri olarak birisi olarak bunu gündeme getirmiş. Şimdi bunun karşılığında mesela aynı eleştiriyi CHP’ye de yakın bir sivil toplum örgütü yapsaydı bu şekilde mi konuşacaklardı? Kılıçdaroğlu o zaman saygı ile karşılıyorum bunu değerlendirelim diyecekti” ifadelerini kullandı.

İMAMOĞLU ELEŞTİRİSİ

"Demokratlıklarının aslında özgürlükçülerin sivil topluma saygılarını ne kadar boş bir şekilde olduğunun ortaya çıktığını" belirten Çelik, "Bilal Bey’in söylediklerinin çok daha fazlasını. Belediyenin yetersizliği anlamında CHP’liler söylüyor. İmamoğlu bu kadar zamandır belediye başkanlığı yapıyor halen Bodrum’un İstanbul’un bir ilçesi olmadığını öğrenemedi. İstanbul’dan çok Bodrum’da vakit geçiriyor. Sayın İmamoğlu bodrum İstanbul’un bir ilçesi değildir. İstanbul’un ilçelerini gezin insanlar bunu size hatırlatıyorlar. Her olayları hatırlatıyorlar. Kılıçdaroğlu çıkmış diyor sen kimsin? Ve bu soruyu size de sorarlar. Yani tüzük gereği görev süreniz bitmiş şu anda filen aslında genel başkan değilsiniz. Seçimde kendi partinize yalan söylemişsiniz. Kendi partinizin kurmaylarından saklayarak gitmişsiniz orada birtakım koalisyon pazarlıkları yapmışsınız. Şimdi onlar da diyor ki ‘kendinizin göreve getirdiği insanlar’ sen kimsin diyorlar. Genel başkan adayı oluyor. Bütün bunları değerlendireceğine tutmuş hakaret kampanyası yapıyor. Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun güya İmamoğlu’na sahip çıkmasının arkasındaki parti içi gelişmelerinde farkındayız. Orada herkes görüyor. Yani oradaki savaşları bu yolla örtbas etmeye çalışıyor. Ama eminim bugün birisi çıksa Bodrum’da işler iyi gitmiyor dese önce İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu cevap verir. İstanbul’un bir ilçesi olmadığını halen öğrenemediler” dedi.

ŞİDDETLE KINIYORUZ

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü CHP Grup Toplantısı’nda "Bu Meclis’e ben Gazi Meclis demiyorum” sözlerine ilişkin, "Bu hakaretini şiddetle kınıyoruz” dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezinde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Sözcü Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 7 Ekim Cumartesi gerçekleşecek kongre nedeniyle hazırlıklarla ilgili çalışmaları yoğun bir şekilde sürdürdüğünü ve Cumhurbaşkanı’nın kongrede güçlü bir mesaj vereceğini ifade etti. Çelik, 7 Ekim’de Ankara Arena’da düzenlenecek kongreye tüm vatandaşları davet etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü CHP Grup Toplantısı’nda, "Bu Meclis’e ben Gazi Meclis demiyorum" sözlerini hatırlatan Çelik, "Maalesef dün son derece vahim bir gelişme yaşandı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bu kadar vahim bir skandala imza atıldı. Bu skandala imza atan kişi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. Dün CHP Grup toplantısında Türkiye Büyük Millet Meclisine ‘Gazi meclis demediğini, gazi mecliste vazgeçtiğini’ ifade eden Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç kimsenin ağızına almadığı, hiç kimsenin aklından bile geçmeyen, bir eleştiri olmadığını herkesin bildiği yüce meclise hakaret anlamına gelen bir cümle kullandı. Maalesef gelinen nokta vahimdir. Sayın Kılıçdaroğlu adına bile üzücüdür. Çünkü gazi meclis milletin ortak değeridir, gazi meclis milletin ortak değeridir. Gazi meclis milletin bayrağıdır. Gazi milletin egemenliğinin simgesidir. Bu meclis iki kere gazi olmuştur. Kurtuluş Savaşı’na, başkomutanlık etmiştir. 15 Temmuz’da da direniş ortaya koyarak ikinci kere gazi olmuştur. Ben bu meclise gazi demeyeceğim diyen birisi kesinlikle siyasal alandan meşhur alandan siyaset yapabilen birisinin diliyle konuşmamaktadır. Türkiye Meclisi’nin dünyadaki hiçbir mecliste olmayan bir vasfı vardır. O da şudur. Dünyadaki bütün meclisler bir Kurtuluş Savaşı’nı sonunda kurulmuştur. Bir tek ve sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi yüce meclis bir Kurtuluş Savaşı’na bizzat kumandanlık etmiştir ve gazi sıfatını sonuna kadar hak etmiştir. Başka meclisler verilen savaşların sonunda kurulurken gazi meclis Polatlı’dan top sesleri gelirken bile o milletvekillerinin meclisi terk etmemesi sayesinde gaza yaparak bizzat Kurtuluş Savaşı’na istiklal mücadelemize başkomutanlık ederek gazi olmuştur ve bu sıfat, nitelik bir tek yüce meclise aittir. Dünyada böyle başka bir meclis yoktur. Yine 15 Temmuz günü Fetullahçı Terör Örgütü’nün darbe girişimi karşısında bombalanmıştır ama bu mecliste egemenlik kayıtsız şartsız milletin de ülkesini terk etmeyen o darbecilere karşı direnen meclis başkanımızın ve milletvekillerimizin iradesi sayesinde o darbeye teslim olmamıştır. Ve gazi unvanını nasıl hak ettiğini bir kez daha göstererek ikinci kere gazi olmuştur. Bu meclise ben gazi istemiyorum diyen birisinin bu ülkenin temel meşruiyet değerleriyle sorunu ortaklar ise açık bir kavgası olduğunu ilan ettiğini görüyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu ifadesini yüce meclisimize dönük bu hakaretini şiddetle kınıyoruz. Neymiş bunu söylemesinin sebebi? Cumhur İttifakı’nın orada kullandığı oylar ve oradan geçirdiği yasalarmış. Ne zamandan beri Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesinde, meclisin çoğunluğuyla birkaç yasaların meşruiyeti bir kişi tarafından tartışılır oluyor” diye konuştu.

KOLTUĞUNDA KALMAYA ÇALIŞIYOR

"Bugün aslında bütün bu koltuğunu bırak seslerine rağmen bu tip polemikler açarak koltuğunda kalmaya çalışıyor" diyen Çelik, “Gazi Mustafa Kemal’in meclis başkanı olduğu ülkenin kurucu cumhurbaşkanı olarak bu meclisin başkanı olarak yürüttüğü bütün süreçler dikkate alındığında bugün ne zaman bir konu açılsa ‘Atatürk’ün kurduğu parti kurduğu partinin devamıyız’ diyenler bugün Atatürk’ün kurduğu partinin devamı olmadıklarını her vesileyle ya da her sözüyle açık etmektedirler. Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu’na şöyle bir misyonu kendine biçtiğini görüyoruz. Atatürk’ün hatırına Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy veren değerli vatandaşlarımızın bütün duygularını, bütün hayallerini incitti. Bugün aslında bütün bu koltuğunu bırak seslerine rağmen bu tip polemikler açarak koltuğunda kalmaya çalışıyor. Sayın Kılıçdaroğlu terör örgütleri kendisine destek verirken, terör örgütleri biz “Erdoğan’a karşısıyız Erdoğan’ın yenilmesini istiyoruz. Kılıçdaroğlu’nun kazanmasını istiyoruz ‘diye her bir açıklama yaparken suçlu ama bugün gazi meclise saldırıyor. Kılıçdaroğlu, terör örgütlerine söyleyemediği sözleri Cumhurbaşkanımıza ve gazi meclisimize söylemektedir. Bunu maalesef Türkiye Cumhuriyeti’nde siyasi tarihin en büyük skandalı en vahim yanlışı olarak tahliye etmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapısına kilit vurmaya çalıştığını görüyoruz. Bundan da en çok Cumhuriyet Halk Partisi’ne gönül vatandaşlarımızın incindiğini görmekteyiz” ifadelerini kullandı.

KARABAĞ, AZERBAYCAN'A DÖNMÜŞTÜR

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in İspanya ziyaretini Türkiye’nin toplantıya katılma şartı kabul edilmediği için iptal ettiğini ifade eden Çelik, “Bu sebeple son derece bunu takdirle karşıladığımızı ifade etmek isteriz. Şimdi düşünebiliyor musunuz? Fransa, Almanya ve AB katılacak, Ermenistan katılacak. Azerbaycan’ı davet ediyorlar ama Türkiye yok. Sayın Cumhurbaşkanımız olmadan bu konuyu konuşacaklar. Peki Fransa kimdir? Minsk grubu içerisinde yıllarca sorunun çözülmemesini sözde soykırım endüstrisi teşkil edenlerin diasporadaki Ermenilerin sözcülüğünü yapmış bir diplomasının temsilcisidir. Şimdi orada Fransa oturacak. Ama bölge barışı için bu kadar büyük bir misyon üreten Cumhurbaşkanımız da Türkiye olmasa da olmayacak. Tabii ki Sayın Cumhurbaşkanı Aliyev tarafından kabul edilemezdi. Ve onlar da bu şekilde bir tutum ortaya koydular. Yıllar süren, on yıllar süren dağlık Karabağ’la ilgili müzakereler neticesinde Minsk grubun yaptığı tek şey Ermenistan işgali lehine sürece uzatılması ve çözümsüzlüğün derinleştirilmesinden başka bir şey değildir. Bugün bu sorun çözülmüştür. Karabağ asli aidiyeti olan Azerbaycan’a dönmüştür. Azerbaycan’ın toprak bütün çerçevesinde de hak tecelli etmiştir. Halen eski tutumlarını sürdürmek isteyenler bugün örneğin Fransız diplomasisi Ermenistan’ın işgalci olduğunu bile telaffuz edememektir” şeklinde konuştu.

SON DERECE ÖNEMLİ BİR ÇAĞRI

AB’nin vizyonsuzluğunu sürdürdüğünün belirten Çelik sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"İşgal altındaki toprakların kurtarılması için Azerbaycan’a tam destek verirken Cumhurbaşkanımız. Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü savunmak için Azerbaycan’a tam destek verirken Ermenistan’ın işgaline karşı çıkarken bu sürecin tamamlanmasından sonraysa bütün bölge Kafkasya’nın barışışına büyük katkı sağlayacak çağrı yapmıştır. Ve demiştir ki ‘Ermenistan saldırgan tutumundan vazgeçerse Ermenistan, Azerbaycan, Türkiye, İran, Gürcistan ve başka ülkelerin katılımıyla bölge barışı için bir platform kuralım.’ Buraya bir Ermenistan’a davet ediyoruz ama bu saldırgan tutumundan vazgeçsin. Bu diasporanın esiri haline gelmiş. Ermeni halkının özgürleşmesi ve iyi bir geleceğe adım atabilmesi için de son derece önemli bir çağrıdır. Bu masada toplanacak bu masada Cumhurbaşkanımızın ve Türkiye’nin olmamasının anlamı şudur AB aynı vizyonsuzluğu sürdürmektedir. Dağlık Karabağ’ın asli aidiyeti olan Azerbaycan’a dönmesinden rahatsızdır. Ermeni diasporasının talepleri doğrultusunda bir siyasi profil ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. Yoksa gerçekten barış isteyenlerin orada ilk bulunmasını istemesi Cumhurbaşkanımız ve Türkiye’dir. Ama bunu niye yapmıyorlar? Yine tek taraflı haksız, hukuksuz tarafgir siyasetlerine sürdürmek için."

AĞRI DAĞI GÖRSELİ

Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna’nın, Ermenistan ziyaretinden sonra sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Ağrı Dağı görseli kullandığına dikkati çeken Çelik, “Nitekim bu sürecin devamı olarak Fransa Dışişleri Bakanı Ermenistan ziyaretinde bununla ilgili paylaşım yayınlarken Ağrı dağı görseli kullanıyor. Eğer bu cehaletten kaynaklanmıyorsa çok büyük bir yanlıştır. Bu diplomasiden bir haber olduğunu çözümsüzlükten yana olduğunu Dağlık Karabağ’ın asli sahibi olan Azerbaycan’a dönmesinden rahatsız olduğunu ve Ermeni diasporasının sözcüsü olmaya olduğunu göstermektedir. O tweeti silmelidir. Ağrı Dağı görselini bu şekilde kullanması son derece büyük bir diplomatik hatadır” dedi.