Ancak 2015-2017 yılları arasında, Suriye ordusu ve Hizbullah tarafından uygulanan 21 aylık kuşatma sırasında, yaklaşık 40.000 kişi burada mahsur kaldı. Bu süre zarfında, kasabaya neredeyse hiçbir yiyecek girişi olmadı ve onlarca insan, aralarında çocukların da bulunduğu, açlıktan hayatını kaybetti.
Kuşatma sırasında, kasaba sakinleri hayatta kalmak için sokak köpeklerini, hatta evcil hayvanlarını yemek zorunda kaldı. Doğada bulabildikleri yabani otları tükettikten sonra, besin bulma umuduyla çevredeki yeşillikleri tamamen tükettiler. Bazı insanlar, bir fincan pirinç karşılığında arabalarını takas etmek zorunda kaldı. Çaresizlik içinde, çocuklarına şeker veya baharatlı su vererek açlıklarını bastırmaya çalışan anneler vardı.
Kuşatma sırasında, kasabadan çıkmaya veya yiyecek aramaya çalışanlar, dağlardaki keskin nişancılar tarafından hedef alındı. Bu durum, insanların dışarı çıkmasını engelledi ve içerideki yaşam koşullarını daha da zorlaştırdı. Kuşatma altındaki Madaya’da yaşananlar, Suriye iç savaşının en trajik insanlık dramlarından biri olarak tarihe geçti.
2017 yılında kuşatmanın sona ermesinin ardından, Madaya halkı yaşadıkları bu trajediyi dünyaya anlatma fırsatı buldu. Ancak, yaşananların derin izleri hala kasaba üzerinde hissediliyor.
