Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üyesi bazı ülkelerin Avrupa Birliği (AB) ile yaptığı anlaşmayla ilgili, "Türk devletleri, Rum tarafıyla ilişkilerine biraz daha dikkat etmeli" dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkan Yardımcısı Davut Günaydın ve beraberindeki heyeti Cumhurbaşkanlığı ofisinde kabul etti. Kabulde Türkiye’den gelen gazetecilere açıklamalarda bulunan Tatar, Türk devletleri Teşkilatı (TDT) üyesi bazı devletlerin AB ile yaptıkları anlaşmanın normal olduğunu belirterek, "AB ile ilişkileri bağlamında böyle bir sürece girdikleri için herhalde böyle durum ortaya çıkmıştır. Bu normaldir, neticede bu ülkelerin AB ile çeşitli farklı projeleri ile özel sektör, devlet anlamında her türlü kendi menfaatleri ve çıkarları vardır. İfade edildiği gibi maddi projeler, maddi katkılar, aynı zamanda farklı ticari boyutlarıyla AB’nin kendilerine verebileceği ticari imkanlar vardır" dedi. Tatar, KKTC olarak TDT üyesi tüm devletlere karşı sevgi ve muhabbetleri bulunduğunu belirterek, ülkesinin aynı kültür ve dili konuşan ülkelerin birliğinde bulunmasından daha doğal bir şey olmayacağını kaydetti.
TEMEL HEDEF, KKTC'Yİ ENGELLEMEK
TDT üye devletlerle KKTC’nin de ilişkilerinin geliştiğini aktaran Tatar, bugüne kadar o coğrafyada bu tür ilişkiler içine girmeyen AB’nin, bugün bu anlaşmayı yapmasındaki temel hedefinin 2022’den beri teşkilata gözlemci üye olan KKTC’yi engellemek olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’la ilgili Türk tezinin iki devletli çözüm olduğunu anlatarak, Türk devletlerinden, Rumlarla ilişki kurdukları kadar KKTC’yle de kurmaları yönünde beklenti içinde olduklarını ifade etti.
AB ile anlaşmanın Türk devletlerine hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Tatar, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Türk devletleri, Rum tarafıyla ilişkilerine biraz daha dikkat etmeli. AB’yle ilişkileri olabilir. Avrupa Birliği, bir birlik fakat nüfusu 800 bin olan Rumların egemenliğinde değil. Türk devletleri Rum ile de ilişki kurabilirler fakat dikkat etmeleri gerekir çünkü Kıbrıs Rum Kesimi’nin oynadığı oyun bambaşkadır. Esasında Rumların oynadığı oyun insanlığa sığmaz. Türk devletleri tarafından Kıbrıs Türk halkının hakkı, hukuku tescil edilene kadar Rumlara ’Bekle.’ denilmesi gerekir. ’Bir anlaşma olduktan sonra tekrar görüşürüz’ şeklinde bir muamele olması gerektiğini düşünüyorum."