Canlı türlerinin neredeyse yarısı tehdit altında!

Abone Ol

Biyolojik incelemelerde yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, vahşi yaşam kaybı insan etkilerinin en endişe verici sendromlarından biridir.

Araştırmacılar, analiz ettikleri 71.000'den fazla türün (memeliler, kuşlar, amfibiler, sürüngenler ve balıklar dahil) yüzde 48'inin nüfus düşüşü yaşadığını, yüzde 49'unun ise sabit kaldığını ve yalnızca yüzde 3'lük bir büyüme gösterdiğini buldu. 

Raporda, bulguların Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) Kırmızı Listesi tarafından yapılan koruma tahminlerinden "çok daha endişe verici bir tablo" çizdiği belirtiliyor .

'Tehdit altında olmayan' türlerin popülasyonları azalıyor

Yaban hayatı koruma durumu, geleneksel olarak türleri ne kadar tehlikede olduklarına göre, örneğin yakın tehdit, savunmasız, tehlike altında ve diğerleri gibi sınıflandıran IUCN Kırmızı Listesi tarafından izleniyor.

Son araştırma, "tehdit altında olmayan" olarak kabul edilen türlerin yüzde 33'ünün, "yok olma belirtisi" dediği nüfus düşüşünden muzdarip olduğunu buldu.

IUCN türlerin yüzde 28'inin tehdit altında olduğunu söylese de, bu kırmızı liste yok olma riskinin tek göstergesi değil. 

Rapora göre, türler "tehdit altında değil" olarak kabul edilebilir, ancak nüfuslarının azalması, yok olma yolunda ilerledikleri anlamına gelebilir.

Biyoçeşitlilik yok olmanın eşiğinde

Çalışma, amfibilerin özellikle etkilendiğine işaret ederek, "özellikle balıklar ve böcekler için nüfus eğilimleri konusundaki bilgimizdeki büyük eksikliklerin" altını çiziyor.

Raporda, bir türün popülasyonu çok azaldığında, ekosisteme yapabileceği kadar katkıda bulunamayacağı belirtiliyor. 

Örneğin, deniz su samurlarının aşırı avlanması, yosun yiyen deniz kestanelerinde bir patlamaya izin verdi ve bu da Bering Denizi'ndeki yosun ormanlarını yok ederek, yosun yiyen Steller'ın deniz ineğinin neslinin tükenmesine yol açtı.