Gündem

Altun: Teyit edilmemiş hiçbir bilgiye güvenilmemeli

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Ayın Tarihi dergisinin yeni sayısında bir başyazı kaleme aldı.

Abone Ol

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, siber suç ve tehditlere karşı gerekli önlemlerin alındığını belirterek, sosyal medya üzerinden yayılan bilgi kirliliğine karşı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi kurulduğunu ve 7253 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile vatandaşların haklarının korunması için gerekli mevzuat düzenlemesinin yapıldığını ifade etti.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca yayımlanan “Ayın Tarihi” dergisinin yeni sayısında dijital dünyada medya, hukuk, adalet ve iletişim arasındaki ilişki çerçevesinde karşılaşılan riskler ve ortaya çıkan fırsatlar ele alındı. Dergide “Dijital Dönüşüm Sürecinde Adalet ve Hakikat Mücadelesi” başlığıyla bir başyazı kaleme alan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, teknolojide ve bilişim sistemlerinde yaşanan gelişmelerle bilginin toplanması, işlenmesi ve aktarılması süreçlerinin kolaylaşıp hızlandığını belirtti. Bu gelişmelerin meydana getirdiği olumsuz durumlar karşısında klasik hukuk kurallarının yetersiz kalmaya başladığına dikkati çeken Altun, yeni ve bağımsız bir hukuk dalı olarak bilişim hukukunun ortaya çıktığını ifade etti. İletişim teknolojisinin dinamik yapısı nedeniyle bilişim hukukunun çerçevesini belirlemenin zor olduğunu dile getiren Altun, “Bilişim suçlarına bakan ceza hukuku, adli bilişim, elektronik ticaret hukuku, kişisel verilerin korunması hukuku, elektronik haberleşme hukuku, internet hukuku gibi hukuk dallarının bu kapsamda olduğunu söylemek mümkündür” dedi.

Bilişim hukukunun Türkiye’de de çağın şartlarına göre geliştirilmesi ve uygulanması gerekliliğine işaret eden Altun, şunları kaydetti:

“Gelişmiş iletişim teknolojisi altyapısının yanı sıra genç ve eğitimli nüfusa sahip ülkemiz, dünya ortalamasının üzerinde bir sosyal medya kullanıcısı oranına haizdir. Bu durum siyaset, sosyoloji, ticaret, eğitim, kültür ve sanat başta olmak üzere birçok alanda bilgi ve enformasyonun hızlı, ucuz ve kolay bir şekilde kamuoyunda yayılmasına imkan sağlarken, aynı zamanda kötü niyetli odakların manipülatif kullanımıyla amaçlarına hizmet aracı hâline de gelebilmektedir. Ne yazık ki sosyal medya, bazı toplumsal ve siyasal olaylarda kitleleri provoke etmek amacıyla terör örgütleri ve Türkiye düşmanları tarafından kaos amaçlı pek çok içerik ve yalan haber servis edilerek algı operasyonları için kullanılabilmektedir. Yakın tarihimiz ne yazık ki sosyal, siyasal ve ekonomik hayatımızı hedef alan pek çok saldırı örneğiyle doludur. Gezi olaylarında, terörle mücadelede, sınır dışı askeri operasyonlarımızda Türkiye ile uzaktan yakından alakası olmayan görüntülerin ülkemizle ilişkilendirilerek algı operasyonları yürütülmesini yaşadık.”

GÜVENİLMEMELİ

Kriz ve afet dönemlerinde sosyal medya üzerinden yayılan bilgi kirliliğinin insan canı pahasına ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceğinin örneklerinin 2023 Kahramanmaraş depremleri sırasında görüldüğünü hatırlatan Altun, “2023 Genel Seçimleri döneminde sosyal medya aracılığıyla vatandaşımızın özgür iradesini ortaya koyabilmesine engel nitelikte manipülatif yalanlarla adil ve şeffaf rekabete ve demokrasiye sekte vurulma çabalarına şahit olduk. Tüm bu kötücül yaklaşıma karşı hakikat mücadelesi vererek, ülkemizin bu olaylardan başarıyla çıkmasını sağladık” ifadelerini kullandı.

Yapay zekâ ile daha vahim bir hâl alması beklenen bu kötücül çabalara karşı her türlü tedbirin alındığını ve gerekli kurumsal altyapının güçlendirildiğini aktaran Altun, “Başkanlığımız bünyesinde kurulan Dezenformasyonla Mücadele Merkezinin faaliyetleri bu alanda öne çıkarken, kurumsal yayınlarımız ve organizasyonlarımızla da hakikatin iç ve dış kamuoyunda bilinmesi ve yaygınlaşması için bütüncül bir yaklaşımı benimsiyoruz” dedi.

Altun, küresel çatışmaların her alanda yayıldığı bir dönemde siber tehditlere karşı da Türkiye’nin uygun tedbirleri alma sorumluluğunu çağın gereği olarak yerine getirdiğini kaydetti. Sosyal medyanın toplumsal olarak oluşturabileceği zararların bertaraf edilmesinin ve verilen hakikat mücadelesinin yanı sıra, vatandaşların da bu alanda bireysel haklarının korunması için devletlere büyük görev düştüğünün altını çizen Altun, kamu otoritesinin bir sorumluluğunun da sosyal medyanın bir suç mahalline dönüşmesinin engellenmesi olduğuna dikkati çekti.

HAKİKAT MÜCADELESİNİ SÜRDÜRECEĞİZ

Sanal mecralarda farkında olarak ya da olmayarak ciddi suçlar işlenebildiğini ifade eden Altun, suç olduğu bilinen hakaretler, tehditler ve itibar suikastlarının kendilerine ulaşılamayacağı düşüncesiyle kişiler tarafından kendi hesapları ya da sahte hesaplarla çekinmeden yapılabildiğini belirtti. Ayrıca sosyal medyanın farklı yöntem ve argümanlar kullanılarak sahtekârlık ve dolandırıcılıklara açık bir ortam da sunabildiğine işaret eden Altun, buna ilişkin İletişim Başkanlığı ve CİMER adı kullanılarak kredi kartı aidatlarının iadesinin yapılacağı yönündeki dolandırıcılık yöntemini örnek verdi. Gerekli önlemlerin alınarak, vatandaşların böyle bir uygulamanın olmadığı yönünde uyarıldığını belirten Altun, sözlerini şöyle tamamladı:

“Ancak aslolan, sosyal medyada teyit edilmemiş hiçbir bilgiye, ürüne ve kişiye güvenilmemesi gerektiğinin herkes tarafından bilinmesidir. 2020 yılında kabul edilerek yürürlüğe giren, kamuoyunda ’sosyal medya düzenlemesi’ olarak bilinen 7253 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile devletimiz, vatandaşlarımızın her alanda olduğu gibi haklarının bilişim alanında da korunması için gerekli mevzuat düzenlemesini gerçekleştirmiştir. Suça karşı hukuki yaptırım uygulanabilmesi için yapılan değişiklikle belirli sosyal ağ sağlayıcılarına Türkiye’de temsilci bulundurma zorunluluğu getirilmiştir.”

Altun, her alanda olduğu gibi adaletli ve meşru bir zeminde bilginin paylaşıldığı iletişim ortamının sağlanması için en üst düzeyde hakikat mücadelesini sürdüreceklerini sözlerine ekledi.

Ayın Tarihi dergisi “Ayın Dosyası”, “Türkiye”, “Diplomasi”, “Dünya”, “Kültür-Sanat”, “İletişim”, “Yayın” başlıklı 7 bölümden oluşuyor.