Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Kongresi, hükümetin "tanımlanamayan uçan cisim" (UFO) ve "tanımlanamayan hava fenomeni" (UAP) olarak adlandırılan hava araçları hakkında bilgi sakladığı iddiasını incelemek üzere bir oturum düzenledi.
TANIKLARIN İFADELERİ
Bu oturumda, ABD ordusunda görev yapmış üç istihbarat yetkilisi tanık olarak ifade verdi. Bu yetkililerden biri olan David Grusch, yıllarca istihbarat görevinde bulunduğunu ve hükümetin "tanımlanamayan ve insan yapımı olmayan araçları" olduğuna dair bilgileri sakladığını iddia etti.
BİLGİ SAKLAMA İDDİASI
Grusch, UAP'leri inceleyen bir Pentagon görev gücünde görev yaptığını ve hükümetin yıllardır tanımlanamayan nesneler hakkında bir enkaz toplama programı yürüttüğünü öne sürdü.
ERİŞİM REDDİ İDDİASI
Eski istihbarat görevlisi, bu programlara erişim izni talep ettiğinde reddedildiğini belirtti. Ayrıca, UAP'lerden "insanlara ait olmayan organik canlı bileşenlerin" çıktığını iddia etti.
UAP TESPİTİ İDDİALARI
Aynı oturumda ifade veren eski ABD Donanması pilotu Ryan Graves, UAP'leri "şeffaf bir küre içinde koyu gri ya da siyah bir cisim" olarak tarif etti. Graves, bu tür görüşmelerin "nadir olmadığını" belirtti ve UAP'lerin başka ülkelere ait insansız hava araçları olması durumunda bunun ulusal güvenlik sorunu haline geleceğini vurguladı.
GİZEMCİ TANIĞIN GÖZLEMİ
Eski Donanma Komutanı David Fravor, Kaliforniya'da "denizin üzerinde süzülen oval şekilli bir nesne" gördüğünü ifade etti. Fravor, bu nesnenin çok hızlı hareket ettiğini ve kısa süre sonra gözden kaybolduğunu belirtti.
UFO İNCELEMELERİ ARTIYOR
Geçmişte ABD ordusu ve NASA, tanımlanamayan hava olaylarını ve gizemli cisimleri incelemek için özel bir ekip oluşturmuştu. Pentagon, "Tanımlanamayan Hava Olayları Görev Gücü" adlı bir birim kurarak, bu tür olaylara ilişkin gözlemlerin verilere dönüştürülmesi için çalışmalar yürütmüştü.
UAP RAPORU
Pentagon'un Ocak 2023'te yayınladığı 2022 UAP Raporu'nda, çeşitli kurumların ve ABD ordusu birimlerinin toplam 510 UFO vakasını sınıflandırdığı belirtildi. Bu çalışmalar, UAP'lerin doğası ve kökeni hakkında daha fazla bilgi edinilmesine yardımcı olacak ve ABD'nin bu konudaki politikalarının şekillenmesine önemli bir katkı sağlayacaktır.